Geçen hafta yazdığım makaleyi okuyan iki çocuk sahibi bir anne, gönderdiği mailde 10 yıla yakın süredir antidepresan kullandığını yazmış. Kendisinin hikayesini dinlediğimde ülkemizde kadın olmanın zorluklarını düşündüm ve düşüncelerimi sizlere paylaşmak istedim.
Kadınlarımız mutsuzsa, duygu durumları değişiyorsa, ruhen ve bedenen kendilerini yorgun hissediyor, yaşam enerjileri azalıyorsa; her nedense depresyona girmiş sayılıyor ve yakınları tarafından doktora götürülüyor.
Kadınlarımızı dinleyip onlarla konuşmadan, anamnez almadan hatta çoğu zaman yüzlerine dahi bakmadan; antidepresan ilaçlar reçete ediyor ve onları geri gönderiyoruz.
Belirtileri depresyonla bire bir aynı olan ne bir şeker testi (Açlık Kan Şekeri, HbA1c, Kan Yağları ve OGTT ölçümü) ne de bir troit testi (Kan Testleri, Troit Ultrasonu, Troit Biyopsisi) yapmak, aklımızın ucundan dahi geçmiyor.
2016 yılında reçete edilen 56 milyon kutu antidepresanın çoğunu; bu ve benzer nedenler yüzünden kadınlarımız kullanıyor.
Emek ve zaman ayırıp bu konu hakkındaki düşüncelerini paylaşan kadınlarımızın, anne ve babaların yorumlarını aşağıdaki linkte sizlerle paylaşmak istiyorum. Yapılan gözlemlerin bilgi açısından bizlere büyük zenginlik kazandıracağını düşünüyorum.
facebook.com/Dr.U.Ugural/KADIN OLMAK
Biz değişmedikçe, aynı acıları, üzüntüleri, hayal kırıklıklarını yaşatacak insanlarla aynı etki alanlarında karşılaşıyoruz.
Saygı ve sevgilerimle.
Uğur Uğural