YENİ BAŞLANGIÇLAR


28/12/2014

Merhaba cennet Türkiyemin sağlığı değerli, yüreği güzel, ruhu güzel bilinç dolu yaşam dostları.

Aylar süren beraberliğimizde birbirinden farklı onlarca konu ve köşe yazısında sizlerle buluştuk. Artık, giderek genişleyen kalabalık bir aileyiz. Bilgi olarak her gün daha da büyüdük. Sizlerden çok şey öğrendim. Birbirimize kenetlendik. Kimi zaman kendimizi keşfettik. Sanırım; keşfettiğimiz en yüce değer ''niyet ve sevgi'' kavramlarıydı.

Sevgi ve niyetten bahsetmişken bir okurumuzun mailini kendisinin ısrarı üzerine sizlerle payaşmak istedim.

Sayın Uğur bey! Babam, ben kendimi bildim bileli çocukluğumda, gençliğimde beni ve annemi hep başkalarıyla kıyasladı, bizi aşağıladı. Biz 3 kardeşiz. 2 kızkardeşim var. Onlarda evli ama ikisininde ruhsal durumu benden daha kötü. Ben üniversite de farklı bir bölüm okumak istedim. Buna rağmen Kıbrıs'ta zar zor ekonomi okudum. Daha doğrusu okutuldum. Sonrada ingilterede master yaptım. Hayatımda tek başıma bir tek karar dahi alamadım. Oturduğum evi içindeki mobilyaları bile babam seçti. Şimdi 35 yaşında evli 2 çocuk sahibi bir adamım. Uzunca bir süre kendi şirketimizde sırtımda kırbaç maaşlı çalışıyordum. Genel müdür olmama rağmen her gün azar, her gün şikayet, her gün hakaret işitiyordum.

Aynı durumu kendi evimde karımın ve çocuklarımın önünde defalarca yaşadım. Babamın hakaretleri bitmek bilmedi. Annem ise sürekli karıma-çocuklarımıza ve evliliğimize müdahale etti. Evliliğim tehlikeye girmeye başladı. Az kalsın karımla boşanıyorduk bu stres yüzünden.

3 ay kadar önce babama, işten ayrılmak istediğimi söyledim. Bana küfürler edip odasından kovdu. Sonra hırsını alamadı odama geldi. Koskoca adamm ağrıma gidiyor Uğur bey. O yaşta babamdan tokat yedim hemde kendi çalışanlarımınız içinde. O gün ceketimi aldım ve çıktım. 

Artık babamla görüşmüyoruz. Annem ve kızkardeşlerimede yasak koymuş. Annem beni gizli gizli arıyor ağlıyor bizde yaşamak istediğini söylüyor. Eşime annemin bizde yaşayacağını söylediğimde kavga ettik. Benden yine boşanmak istediğini söyledi. Sırf çocuklarım için hayata tutunuyorum. Artık bu yükler çok ağır hocam.

Benim ismimi-soyismimi, şirketimi, babamın adını gazetenizde yazın hatta televizyonda okuyun. Okuyun ki herkese ibret olsun. Cevabınızı bekliyorum. En kısa sürede yanınıza geleceğim. Saygılarımla.

Sanırım çoğu davranış modeli ve duygu babadan-oğula geçiyor. Bazen çocuklar, 40 yaş hesaplaşmasına merdiven dayamış yetişkin dahi olsalar; bu virüsü kaptıklarını ne yazıkki hissedemiyorlar. Zaten konunun en acı tarafı da bu bence. 

Aynı evi paylaşan, ortak bir yuvaya sahip olan karı-kocanın; aile ile ilgili alınacak önemli kararlarda – fikirlerini birirleriyle paylaşmaları ve sonuca öyle gitmeleri gerekir diye düşünüyorum. Oysa bu mailde tam tersi bir durum sözkonusu. Aile reisi koca bir karar alıyor. Kararı eşine bildiriyor.

O halde şunları sormamız gerekiyor kendimize:

Ben; 35 yaşında bir baba olarak şimdiye dek kendi kararlarımı kendim alamadım. Acaba benzer durumu karıma ve çocuklarıma yaşatmaya hakkım varmı?

Ben kimim?

Babamın oğlumuyum?

Yoksa özbilinci gelişmiş, insiyatif sahibi bir ‘’insan’’mıyım?

İkili ilişkilerdeki dengeler ve bu dengelerin ihlaleri sonucu ortaya çıkması muhtemel faturalar ne olacak?

Sizlerde görüyorsunuz ki bu farkındalık için eğitimler ve masterlar’dan ziyade güçlü bir uyanışa gerek var gibi gözüküyor. Bu uyanışı tetikleyecek şey sizce ne dersiniz?

İlişkilerimiz süresince zaman zaman kullanıldığımızı hissettiğimiz dönemler olmuştur. Ancak çoğu zaman; başkalarının değilde esas bizim kendi kendimizi kullandığımızı, aslında kendimize yabancılaştığımızı farkedemeyiz bile. Bu durumda ne ekersek onu biçeriz. Biz insanlar en sık şunu yapıyoruz. Biçtiğimiz ekin hoşumuza gitmedimi? Faturayı kendimiz hariç herkese ve her duyguya rahatlıkla kesebiliyoruz. Bu konuda kabiliyetimiz evrendeki tüm canlılardan üstün galiba.

Bu yaşamda aldığımız kararların çoğu; yaşam merkezinde kaygı, korku, şehvet, tutku ve ihtimaller dolu.

Acaba beni sevmekten vazgeçer mi?

Bugün müdürümü pohpohlamadım acaba beni terfi ettirmekten cayar mı?

Birbirimizi yürekten sevmekten vazgeçip – birbirimizin kuklası olmaya başladığımızda; her ne kadar bilinçaltına atıp – bastırsakda duygularımızı – kendi onur ve gururumuzun modern kölesi oluyoruz aslında. Ne acı.

Sanırım yeni yılın yeni başlangıçlarında artık birtakım  radikal kararlar alma zamanı. Kendi özünüze gerçek, açık hesaplarınızla yüzleşebildiğiniz, ruhsal ve bedenen sağlıklı, mutlu nice güzel yıllar diliyorum sizlere. Ve diyorumki:

‘’Bir başkasını değiştirmeye çalışmayın. Siz değişin. Böylece, yaşadığınız dünya zaten değişecektir.’’

Sevgiyle kalın.

Uğur Uğural 



Link :







Uğur Uğural Resmi Web Sitesi © YASAL UYARI: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu hükümlerince yayın yapan sitemizdeki her türlü içerik, yazılı izin almak ve ilgili sayfamıza link vermek koşulu ile yayınlanabilir. Aksi durumlarda yasal hakkımız saklıdır.